Muhyiddin Arabi kimdir? Muhyiddin Arabi kehanetleri? Muhyiddin Arabi sözleri

01.03.2022
Okuma Süresi: 15 dakika
A+
A-
Muhyiddin Arabi kimdir? Muhyiddin Arabi kehanetleri?  Muhyiddin Arabi sözleri

Muhyiddin İbnü’l-Arabî ya da tam adıyla Muhyiddîn Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabî el-Hâtimî et-Tâî, ünlü İslâm düşünürü, mutasavvıf, yazar ve şair. Şeyhü’l Ekber unvanı ile de bilinir.

Muhyiddin İbn Arabi 28 Temmuz 1165 yılında günümüzün İspanya sınırları içerisinde yer alan Murcia şehrinde doğmuştur. Tam adı; Muhyiddin Muhammed bin Ali bin Muhammed el-Arabi et- Tai El- Hatimi’dir. Şeyhü’l Ekber unvanı ile anılır. 

Endülüs Devletinin hüküm sürdüğü İspanya topraklarında doğmuş olan İbn Arabi 8 yaşında iken ailesi ile birlikte Sevilla şehrine göç etti. 

Ailesi Arap Tayy kabilesine mensuptu. Yakın akrabaları hakkında çok fazla bilgi bilinmemektedir. Ailesi arasında tasavvufi bilgilere sahip kişiler vardı. Endülüs’te bir süre kaldı ve seyahate çıktı. 

Şam, Bağdat ve Mekke’ye gitti ve orada bulunan tanınmış alimlerle görüştü. 17 yaşında olan Muhyiddin gerçek bilginin akıldan gelmediğine ilham ve keşf yolu ile elde edilebileceğine inanıyordu. Şekkaz isimli bir şeyh ile tanıştı ve ondan kuran dersleri almaya başladı. 

Arabi İşbiliyye’deyken hastalanıp okuma kabiliyetini kaybetti. İki sene bu halde kaldıktan sonra Sebte Şehri’ne giderek ahlak makamına erdiği söylenir. 1196 yılında Fas’a gitti. Buradaki seyahatleri sırasında büyük şöhret kazandı. 

1200 yılında ilk defa hac için Mekke’ye gitti. Mekke’den sonra Ruhu’l- Kuds ve Tacu’r-Rasul isimli eserlerini yazdı. 1204 yılında Medine, Musul, Bağdad’da bulundu. Musul’da iken et-Tenezzülatu’l Musuliyye’yi yazdı. Musul’dan sonra Konya’ya geldi. Burada tanıştığı Sadreddin Konevi’nin dul olan annesi ile evlendi. Selçuk Meliki tarafından büyük hürmet gördü. Mısır’a geçti. Orada Futuhat-ı Mekkiye’deki sözlerinden dolayı hakkında idam fetvası verildi. oradan kaçtı ve Mekke’ye geldi. 

617 yılında Şam’a yerleşti. Ara sıra civar şehirlere Seyehat etti. Şam’da kendisinin Fütuhat’tan sonra en büyük eseri olarak Fusus’u kaleme aldı. İbn Arabi bu eseri rüyasında Peygamber’den ümmetine aktarmak üzere aldığını belirtmiştir. 638 yılında Şam’da vefat etti. Kabri Şam şehri dışında Kasiyun dağı eteğindedir. 

Saatlerin Hazinesi kitabında ilk önce 2019 ve 2020 yılında neler olacağını kaleme alıyor. Arabi 2019 yılında ateşli veya veba gibi hastalıkların çoğalacağını söylüyor. Bununla birlikte bir çekirge istilasını da anlatıyordu.

Kitapta dikkat çeken nokta ise nokta atışı yıl vermek yerine bir döngüden bahsetmesidir. Arabi hicri yıl başlarına göre döngüler üzerinden kehanetlerini sıralamakta ve işaret ettiği döngüler bu kitabın Türkçe çevirisinde özellikle 2019, 2020 ve 2021’i işaret ediyor. 

2020 yılının kuralık, az yağış ve pahalılık senesi olacağına işaret ediyor. 2020 yılında ortaya çıkan kuraklık sebebiyle tüm Türkiye’de belediyelerin, bakanlıkların su tasarrufuna, kuraklığa işaret ettiği duyurular dikkat çekiyor.

Kitapta bir diğer atıf da 2020 yılında yer sallantıları için yapılmıştı. İzmir depreminin yaşanması da oldukça dikkat çekici bir hal almaktadır.

2021 yılı için yapılan kehanetlerde hicri yılbaşının salı gününe denk gelmesi durumunda batı ülkelerinde kargaşaların arttığı görülüyor. 2020 yılında Fransa’da başlayan olayların, Kehanete göre İtalya’daki pandemi protestolarının giderek artması ile batı dünyasında büyük bir kargaşa ortamının olması bekleniyor.

2021 yılında da pahalılığa dikkat çekiliyor. 2020 yılında ise devletler yüklü miktarda karşılıksız para basmışlardı.

2021 yılında ölümlerin artacağını söylemiştir. Aynı zamanda insanlara korku hakim olacak, memlekette kargaşalar artacak ve İnsanların tüm olaylardan sonra yorgun ve bitkin olacağı kehanet ediliyor.

Yine 2021 yılında bilimde bazı gelişmelerin yaşanacağı Saatlerin Hazinesi kitabında anlatılıyor. Aşı çalışmaları buna örnek olarak gösteriliyor.

2021 yılı için İslam devletlerine de dikkat çekiyor. İslam devletlerinin bir araya gelmesiyle dünya gücü olunacağı ve batı devletlerine karşı bir üstünlük sağlanacağı belirtildi.

Her alanda gelişme olarak önde olunacağı kehanetinde bulunuldu. Ancak özellikle 2009 yılından bu yana Ortadoğu ve diğer coğrafyalardaki İslam Devletleri kargaşa halinde ve batılılar bu iç ayaklanmaları önlemeye çalışıyor. 

Zorlu geçen 2021 yılının sonuna doğru insanların rahatlayacağına işaret ediliyor.

Muhyiddin İbn-i Arabi Sözleri

Her kim, kendilerine ihsanda bulunulması emredilen kimselere ihsanı emrediyorsa, nefsine İhsan etmiş olur. İhsanı emretmek de ihsanın bir parçasıdır.

İnsan, alemin ruhu olmasına kanıp, ben ondan şerefliyim, dememelidir. Alem senin kardeşindir. Alem ve insan birbirini bütünler.

Anneni ve babanı tanı. Kainatta olan her şey insana boyun eğdi-rilimiştir, buna rağmen insan inkar eder: “Kutilel in-sanu ma ekfereh/ Kahrolası insan! Ne inkarcıdır!” (Abese, 17)

Farz ibadetlerin îfâsı, sen onları erteleyip durmayasın diye belli vakitlerle sınırlandırılmış; senin irade payın olsun diye de genişçe bir zamana yayılmıştır.

Allah Teâlâ, kulların sâlih amel işleme arzusunun az olduğunu bildiği için ibadeti farz kılmış ve onları farziyet zincirlerine vurarak cennetine sevk etmiştir.

Allâh’ın, kendisini şehvetten kurtarıp gafletten uyandırmasını uzak gören kimse, -hâşâ- O’nun ilâhî kudretini âciz görmüş olur. Allah Teâlâ her şeye muktedirdir. Seni senin için seven herkese güven. Çünkü bu, sahih bir sevgidir. Allah’ın kullarını sevmesi de bu kabildendir. Onları kendileri için seviyor, kendisi için değil.

Söylediğin söze dikkat et. Örneğin, bir insan mümin kardeşine kafir dese, o kelime dediği yere gider. Eğer dediği gibiyse, orada kalır, değilse söyleyene geri gelir.

Bazen ârif kişi ihtiyacını Allâh’a bile arz etmekten hayâ eder. Çünkü onun takdiriyle yetinmektedir. Bu böyleyken Allâh’ın kullarına nasıl olsun da arz-ı ihtiyaç etsin. Hakikat erbabının ifadeleri ya vecdlerinin coşkunluğu sebebiyle ya da müridi irşad etmek kastıyladır.

Birincisi sülûk ehlinin, ikincisi ise tahkik ve temkin ehlinin halidir. Allah’ın seninle açtığı ilk kapının senin nefsinin kapısı olduğunu bilir misin?

Varlık sahnesine zuhur ettiğin zaman büyüklendin; bunun üzerine seni aç bıraktı, muhtaç kıldı. İnsanlardan bir şeyler almak için elini uzatma. Ancak onların suretinde verenin Allah Teâlâ olduğunu görürsen alabilirsin. Bu takdirde de ilmin sana mubah kıldığı kadarını al. İnsan feleğin kutbudur. Direktir insan. Bilmiyor musunuz; insan dünyadan ayrıldığında dünya harap olur, dağlar yerinden ayrılıp dağılır, gökler parçalanır ve yıldızlar sönüp gider.

İbadetlere neş’eli olarak başla. Sıkıntılar mevhibelerin sergisidir.

Bilgisizlik ölüm, bilgi ise hayattır. Allah senin aynan ve sen o’nun aynasısın.

Her şey O’dur, O’nunladır, O’ndandır ve O’nadır. Abdest, başlı basma bir ibadettir, abdestli bulun. Allah’ım maksadım sensin ve senin rızanda arzumdur.

Duygularımı dile getiren gözyaşlarım anlatır hâlimi. Sır tutmasını bil. Sırrın sorumluluğu çok önemlidir.

İhtiyacı olanların yardımına, karşılık beklemeden koş.

Hakikatte Arş ve Beytullâh, Allah’ı bilen arifin kalbidir.

Gizli yapılan faydalı işler, ihlasın en büyük göstergesidir. Sakin ola ki iki kişinin arasını bozma. Bu durum dini yıkar.

Üç şeyden kork; Allah’tan, nefsinden, Allah’tan korkmayandan. İnsanları hayırlı işlere teşvik edenler, sevaba ortak olurlar.

Kaç kez akşamladım, kaç kez sabahladım bir türlü rahata ermedim. Her söz sâdır olduğu kalbin kisvesine bürünmüş hâlde ortaya çıkar.

Bilmediklerini bilenden öğren, bildiklerini de bilmeyenlere öğret. Her halinde iyi niyetli olmaya gayret et. İbadetin başı, niyettir.

Şimdi bomboş, ıpıssız olan bu topraklarda sevdiklerinin yasını tut. İnsanın kendi şahsına rahmeti, başkasına rahmetinden daha büyüktür.

Bazen istikameti kemâle ermemiş kişi, kerametle rızıklandırılabilir. Daima bilgili kişileri dinle. Bir işi bitirince, yeni bir işe başla.

Bazen namazda veya oruçta bulamadığın feyzi, belâ ve mihnette bulursun. Bir kimse kendi hakikatine arif olursa, hiçbir itikat ile kayıtlı olmaz.

Eğer söz sahibi isen, hak ile şöyle, hak ile hükmet. Heva ve hevese uyma.

Faydasız ilim, şifasız ilaca benzer. Güzel ilim, çalışma ile beraber olandır.

Bazen, izhar etmene izin verilmeyen sırlar, sana nurları sönük bir hâlde görünür.

Maddeci yaşama tapanlar deniz suyu içenlere benzerler,içtikçe susuzlukları artar. Borcuna sadık ol.

Sözünden dönme ve Muhyiddin İbn-i Arabi Sözleri yerine getiremeyeceğin vaatlerde asla bulunma. Nâfilelerde acele edip, farzlarda tembel davranmak hevâya uymanın alâmetlerindendir.

Melekler, insanın bedeninde, organlarında ve kabiliyetlerinde gizlenmiş olan güçlerdir. Secde halinde iken duayı arttırmalısın. Çünkü Allah’a en yakın olduğun hal secde halidir.

Cenâb-ı Hak sana hizmeti (ibadeti) farz kılmakla aslında cennetine girmeyi farz kılmıştır. Varlığın kökeni harekettedir. İşte bu yüzden, bu dünyada da, ahirette de yolculuk hiç durmaz. Hürmetler karşılıklıdır. Sabırla öfkesini yutanın kalbine emniyet ve imanın dolacağını da unutma.

Ehlinin kalb-i nurları sözlerinden önde gider. Böylece nurlandırdıkları yere sözlerinin tesiri de ulaşmış olur.

Sakın lanet eden, söven, çirkin söz söyleyen kişi olma! Çünkü mümini lanetlemenin onu öldürmekten farkı yoktur. Söz ve ibareler dinleyenler topluluğu için azık mesabesindedir. Senin o azıktan nasibin ancak yediğin kadarıdır.

Maddi hayata meyledenler için hayat deniz suyu içmeye benzer, içtikçe susarlar, susadıkça içerler.

Muhiddin Arabi Dünyalık için Allah’tan başkası seni kul edinmesin. Çünkü sen, ancak seni kul olarak kabul eden Allah’ın kulusun.

Üç kişi bir yerde iken, ikisinin gizli konuşmağı veya üçüncünün bilmediği bir dil ile konuşmaları doğru değildir.

Dünyadaki her şeyin Allah katında belirlenmiş bir ecele kadar devam ettiğini bilmemiz, benliğimize izzet kazandırır.

İki iş arasında mütereddit kaldığın zaman nefse daha ağır gelenini tercih et. Zira nefse haktan gayrısı ağır gelmez.

Sağlığını ve boş zamanlarını en kıymetli hazine olarak bil. Allah’ın razı olacağı işlerde, ölçülü bir şekilde değerlendir. Sınırlandırılamayanın sınırı hakkında soru soran biri cahildir. Sen O’nun neticeleriyle ve eserleriyle cevap ver, alim olursun.

Sâlik, varidat ve ilhamlarını anlatmamalıdır. Bu, hem varidatın tesirini azaltır hem de onun Hakk’a karşı sadakatine mani olur. Üstüne ilâhî mevhibelerin yağmasını istiyorsan, fakir ve ihtiyaç hâlini ıslah et. “Sadakalar ancak fukara içindir.” (et-Tevbe, 60)

Manevi tabir için izin verilmiş kişinin sözleri; dinleyenler tarafından anlaşılır ve onun işaretleri insanlara gayet açık görünür.

Allah’ın rahmeti, merhamet edenleri nerede olurlarsa olsunlar takip eder, yerin kat kat altında bile olsalar onların arasına sızar.

Terk ettiğin kabahatleri bir daha yapmamaya kararlı ol. İşlemekte bulunduğun hayırlı içleri de ölünceye kadar sürdür, sakin bırakma. Sufi, kendisini dinleyenlerin anlayışını, kısıtlılıklarını, baskın gizli önyargılarını göz önünde bulundurarak konuşmalı ve hareket etmelidir.

Cenâb-ı Hak sürekli olarak bir işi senin için neticelendirip semerelendiriyorsa, bu, Allah Teâlâ’nın seni o iş üzere ikâme ettiğinin delilidir.

Kendi adını söylemeden önce O’nun adını zikret; o zaman hakkı amaç edinen ve hakkın da kendileriyle ilgilendiği kimselerin divanına yazılırsın. Bir makamdan, ona yenice gözlerini çevirip bakan kişi de bahsedebilir, o makama çoktan ulaşmış kişi de. Bu ancak basiret ehline açık (bir fark)tır.

Kim Allah’tan başkasına bakarsa, bu bakışı onu Allah’tan uzaklaştırır. Artık, benim düşmanım başkasıdır, dememelidir. Aksine sen kendinin düşmanısın.

You cannot copy content of this page